• ANA SAYFA
  • KAYMAKAMLIK
    • Kaymakam
  • TOMARZA
    • Tarihi
    • Tarihi Eserler
    • Coğrafi Yapı ve Nüfus
    • Yöresel Yemeklerimiz
    • Yöre Folklörü
    • Kabak Çekirdeği
    • Tomarza Taşı
    • Tomarza Resimleri
  • HABERLER
  • İLETİŞİM
 

Tarihi

A- A+
TOMARZA TARİHİ
ESKİ ÇAĞ ROMA VE BİZANS DÖNEMLERİ
    İlçemiz sınırları içinde ilk yerleşim izleri Geç Hitit döneminde rastlanmaktadır.Merkez ve Özlüce kasabasında bulunan tanrı ve tanrıçayı  temsil ettiği belirtilen kabartma resimler ve küçük heykeller, MÖ.. VII. yy.a  ait olup, Kayseri Müzesinde sergilenmektedir.
    MÖ.. VII. yy.da bütün Anadolu Persler tarafından işgal edilmiş, Kayseri ve Kapadokya bölgesi de bir genel valilik olarak teşkilatlandırılmıştı. Bu döneme  ait eserlerin en önemlisi olan ve Ateş Tapınaklarına benzeyen "Kemene"lere yörede pek rastlanılmamaktadır. Bu dönemde Kayseri'nin "Makaza" adıyla anıldığı görülmektedir. Tomarza'nın bu dönemde adından söz edilmemekle birlikte yörede bulunan kalıntılardan eski bir yerleşim yeri olduğu anlaşılmaktadır.
    Perslerden sonra Anadolu, Makedonya ve Büyük İskender tarafından istila edildi (MÖ. 310). Ancak, bu dönem çok uzun sürmemiş ve bir süre sonra Roma hakimiyeti kabul edilmiştir. Özellikle MÖ.. 47 yılında Anadolu'ya gelen Sezar, Mazaka'ya (Kayseri) girmiş ve isyankar kral Ariobarzones III'ü  affetmiştir. Şehrin bu tarihten itibaren Kayseri adıyla anılmaya başladığı  belirtilmektedir.
    610 yılında Sasani (İran) Hükümdarı Hüsrev II, İstanbul'u kuşatmak niyetiyle Anadolu'dan geçerken, Kayseri bölgesini ele geçirmiş ve 20 yıl hakimiyetini sürdürmüştür. Sasanilerden sonra, bölge tekrar Bizans hakimiyetine geçmiştir.
    Tomarza yöresi, tüm bu dönemlerde daha çok istilacıların önemli merkezlere gidip geldikleri güzergah üzerinde yer alan küçük bir yerleşim yeri izlenimini vermektedir. Bu dönemle ilgili bazı ipuçlarına ilçe merkezi ve Erciyes yöresindeki köylerde yer alan yeraltı şehirlerinde rastlanabilmektedir. Bunların çoğunun kapıları güneye açılmakta, içinde içinde birbirine bağlı  odalar, ibadet yerleri,hayvan barınakları ve su sarnıçları bulunmaktadır. Odalarda basit bitki resimleri ve hayvan figürleri görülmektedir. Bunun dışında Kapıkaya ve Pusatlı köylerinde İslam öncesi döneme ait mezarlara rastlamak mümkündür. 
İLK İSLAM AKINLARI :
    Asıl amacı İstanbul'u ele geçirmek olan İslam  akınları, Emeviler   döneminde başlamıştır. Kayseri'ye ilk akınların 668 yılında başladığı  görülmektedir. Kayseri,726 yılında Abdulmelik oğlu Müslim tarafından fethedilmiştir. Ancak 968 yılında Bizans İmparatoru Phocas Orta Anadolu'yu ve Kayseri'yi geri almıştır.     Bu dönemde Bizans'lılar 40.000 Ermeni'yi  Kafkaslardan getirerek Yozgat, Sivas, ve Kayseri civarına yerleştirdi. Bu Ermeni kabilelerinde en büyüklerinden biri olan ve 1500 kişiden oluştuğu tahmin edilen "Thomas" kabilesinin bugünkü Tomarza'nın bulunduğu bölgeye  yerleştiği ve Tomarza adının da buradan geldiği iddia edilmektedir. Bizanslıların Ermenileri bölgeye getirme amacı, Türk-İslam akınlarına karşı  bir tampon oluşturmaktı.
İLK TÜRK AKINLARI DÖNEMİ :
    Kayseri yöresine ilk Türk akınları, Büyük Selçuklu Devleti döneminde başlamıştır. 1045'lerde Afşin Bey liderliğindeki kuvvetler, Kayseri civarını  elde ermişlerdir. Bundan sonra, çeşitli Türk boylarına  bağlı yerleşmek amacıyla yöreye geldikleri görülmektedir.Tomarza merkezinde Ermenilerin çoğunlukta olması nedeniyle bu aşiretler, Erciyes ve Tahtalı etekleriyle  Zamantı havzasına yerleşmeyi tercih etmişlerdir.     Bundan sonra gelen  Danişmendliler döneminde Kayseri ve Tomarza yöresinin kesin olarak Türk hakimiyetine girdiği ve Tomarza da yaşayan Ermenilerin haraç ve cizye karşılığı Danişmendlilerin hakimiyetini kabul ettikleri görülmektedir.     Danişmendliler döneminde de özellikle Emir Melik Gazi zamanında yöreye yerleşmek niyetiyle gelen Türklerin sayısında önemli bir artış kaydedilmiştir. 1134'te ölen ve Pınarbaşı'na bağlı Melik Gazi köyündeki türbesinde medfun  bulunan Melik Gazi ve askerleri ile ilgili menkıbeler, halkımız arasında dolaşmaktadır. İlçemize bağlı İncili ve Bostanlık köyleri yakınlarında onun askerlerinin mütevazı türbe mezarları bulunmaktadır.     Danişmendlilerin  hakimiyetinin 1169'da sona ermesinden sonra bölge, sırasıyla Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollar, Memluklar ve 1411'den itibaren Osmanlı  dönemine kadar Dulkadiroğulları'nın idaresinde kalmıştır.
 OSMANLI DÖNEMİ :
    Karamanoğulları'nın Osmanlı Devletine karşı Akkoyunlu Uzun Hasan ile ittifak etmesi üzerine, Fatih Sultan Mehmet, Vezir Gedik Paşa'yı Karaman seferine gönderdi. Kayseri,bu sefer sonunda 1467 yılında Osmanlı  topraklarına katıldı. Gedik Ahmet Paşa, Develi ve Tomarza yöresini fethettiği  halde buradaki Varsaklar ve diğer aşiretlere mağlup olan Rum Mehmet Paşa'ya da yardımcı olarak yenilgiden kurtarmıştır.
    Bu dönemde Avşar ve Varsak aşiretlerinin Kayseri Sipahiliğine sık sık saldırdığı ve saldırıdan birinde Kayseri Komutanı İskender Bey'i esir ettikleri bilinmektedir.
    1498 yılında Şah İsmail'in civarından geçerek, Dulkadiroğulları  topraklarına girmesiyle yöredeki aşiretler arasında kısmen de olsa Şiilik yayılmaya başlamıştır.    1510 yılında çıkan Şahkulu ayaklanmasının Kayseri, Develi, Tomarza ve Pınarbaşı yöresinde de olumsuz etkilediği, can ve mal güvenliğinin kalmadığı bu döneme ait eserlerde ifade edilmektedir.
    Tomarza, bu dönemde de aynı isimle anılmış ve Voyvodalık olarak yönetilmiştir. Tomarza adına Kayseri'den ayrı olarak "Jenning" adlı batılı bir yazarın "16. yy.da Erciyes Dağı" adlı eserinde rastlanmaktadır. Bu eserde Tomarza'dan bir köy olarak bahsedilir.     1514 Çaldıran Zaferi ile, Şah İsmail  tehlikesi bertaraf edilmiş ve sefer dönüşü Dulkadiroğulları tamamen Osmanlı hakimiyetine alınmıştır. Bundan sonra Kayseri yöresi bir Osmanlı  Sancağı olarak "Liva-i Kayseriye" adıyla Karaman Eyaletine bağlanmıştır. 1856 yılında ise idari bağlılıkta bir değişiklik yapılarak Bozok Eyaletine bağlanmıştır.
    Tomarza karyesi (köyü)'nin Tımar kayıtları ve vergi defteri, 1500 yılında Dulkadiroğulları ile beraber düzenlenmiştir. Bu sayımda Tomarza'da  117  gayrımüslüm ile 65 Müslüman ailesinin mevcut olduğu ve köy sakinlerinin başlıca geçim kaynaklarının tahıl ziraatı, hayvancılık ve arıcılık olduğu belirtilmektedir.
    Osmanlı Devleti'nin II. Mahmut dönemine rastlayan ve 1831 yılında yapılan  ilk resmi nüfus sayımında Tomarza ve köylerinin hane sayısı ile nüfusu şöyledir:     (Sadece erkek nüfus verilmiştir.) 
Yerleşim Yeri
Hane
Nüfus
Tomarza
58
166
Sosun
37
108
Mardin
20
67
Sarımehmetli
19
55
Kelgin
75
203
Cücün
16
26
Trafşin
93
218
Kömür
17
65
Cüreğen
13
26
Pusatlı
51
152
Çömlekçi
18
61
 
    Kayıtlardan anlaşılacağına göre nüfusun büyük kısmı ziraat, hayvancılık, amelelik ve küçük el sanatları ile iştigal etmekteydi.    1838 yılında Develi Müteselliliğinden gelip Malatya'ya geçmek isteyen ve Osmanlı ordusunda asker öğretmen olan Alman Yüzbaşı Helmut Von Motke, hatıralarında Tomarza'nın köy ve yaylarında Avşar ve Göçer aşiretinin, Tomarza merkezinde ise Ermenilerle birlikte çok sayıda Müslüman Türkün yaşadığından bahsetmektedir. Motke ayrıca, merkezde yıkılmış bir Bizans kilisesi ile yeni yapılan bir Ermeni kilisesinden bahsetmektedir ve bugün ilçe merkezinde bulunan ve kısmen yıkılmış olan kilise olması olması  muhtemeldir.  Bu dönemde bir Ermeni piskoposunun görev yaptığı ve vergi toplama işinin bu piskoposa verildiği, ayrıca Türk görevlinin da gözcülük yaptığı Motke'nin hatıralarında ifade edilmektedir.    Tomarza'da yaşayan Ermenilerin daha çok el sanatları ile, özellikle marangozluk, duvarcılık, ayakkabıcılık ve demircilikle uğraştığı; bağcılık ve şarapçılık konusunda da oldukça ileri düzeyde bulundukları bilinmektedir.
    İlçe Merkezinde doğu yönünde kalıntıları bulunan manastırın, kiliseden üç  kat büyük olduğu,bünyesinde rahip ve rahibe yetiştiren "Grogeryen Ermeni Okulu"nun bulunduğu, her yıl 12 Ağustos'ta düzenlenen "Oğlak Gıran" törenlerine Orta Anadolu ve Kiliya Ermenilerinin katıldığı ve dışarıdan gelen misafirlerin "Paşa Odası"nda ağırlandığı rivayet edilmektedir. Manastırın gelirlerinin ise tarım arazileri, dükkanlar ve sürülerden temin edildiği tahmin edilmektedir.    19 yy.'da Tomarza'da cereyan eden bir başka önemli olay ise Tomarza-Pınarbaşı-Sarız-Tufanbeylicivarında göçebe olarak yaşayan Avşar  Türkmenleri'nin 1856 yılında çıkarılan kanunla mecburi iskana tabi tutulmalarıydı. Yörede bozulan asayişi düzeltme amacına yönelik bu uygulama, Avşarı pek memnun etmemiş ve alışageldikleri göçebe hayatını  terk etmemek için uzun süre direnmişler, üzerlerine gönderilen "Fırka-i  İshaliye" birlikleri ile mücadele etmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin bu uygulamasına adeta meydan okuyarak "Ferman Padişahın, dağlar bizimdir" diyen ünlü Avşar ozanı Dadaloğulu'nun şiirlerde adı geçen ve eski adı Taf   olan Tomarza'ya bağlı Dadaloğlu Belediyesi civarında yaşadığı tahmin edilmektedir.     20 yy. başlarında tüm Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermeniler Rus, İngiliz ve Fransız kışkırtmalarına aldanarak bağımsızlık için örgütlenmeye başlamışlardı. Bu gelişmelere paralel olarak, Tomarza'da yaşayan Ermeniler de buradaki Müslüman Türk halkını taciz edici faaliyetlere  girmişlerdi. Bu dönemde Tomarza, Ermenilerin lideri konumundaki Ohannes Çorbacıyan ve oğlu Fasığ Çorbaçıyan önderliğinde "Dinçakyan Taşnakzakan" örgütünün kurulduğu görülmektedir. Örgütün amacı, bomba ve silah yapmak, cuma namazında camilere saldırı  düzenleyerek toplu katliamlarda Türkleri başka yörelere kaçırmak ve  Kilikya   Ermenileri ile birleşerek bağımsızlık kazanmak olarak belirlenmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında oluşan otorite boşluğu, Ermenileri iyice şımartmış,bu yüzden tedhiş eylemlerini arttırmışlardı. Bu sırada örgütün bir şubesinin de Develi'ye açılması için faaliyetler yürütülmüştür.
    1915 yılında çıkartılan "Tehcir Kanunu" ile Tomarza'da yaşayan  yaklaşık 90 kişilik bir grup da Suriye'ye gönderilmiş ve ilçede asayiş kısmen sağlanmıştır. (11 Temmuz 1915)
    Osmanlı Devleti'nin, Birinci Dünya Savaşında mağlup olması üzerine Fransızlarla işbirliği yapan Kilikya Ermenilerinin işgal ve saldırıları, Develi'ye 20 km. kadar yaklaşmış ve Bakırdağını işgal ederek, kendilerine  Zamantı Irmağını sınır olarak tespit etmişlerdi. Bu durum, Kayseri, Develi ve Tomarza Ermenilerini harekete geçirmiş ve "Ermeni Fedakaran Cemiyeti" kurarak çeşitli saldırılara geçmişlerdir. Ermenilerin bu faaliyetleri karşısında, Müslüman Türkler de boş durmamış ve Develi'de "Klikyalılar Milli Cemiyeti" ile "İttihat-ı Zabitan Teavün Cemiyeti"ni kurmuşlardır. Develi ve Tomarza yöresinde Ermenilerle girişilen mücadelede, Develi Belediye Reisi Kamberli Osman Bey'in köylerden topladığı kuvvetler, Ermeni çetelerini yenerek dağıtmayı başarmıştır. Bu mücadelede yer alan güçlere, Tomarza da önemli destek sağlanmıştır. Tomarza'da bulunan Nizamiye Bölüğü ve Milli müfrezeler, Kemal Bey komutasında Saimbeyli bölgesinde mücadele etmişlerdir.
    Fransızların geri çekilmesi ile yörede Ermeniler de ilçeyi terk ederek, çoğunluğu İstanbul olmak üzere çeşitli yerlerde göç etmişlerdir. 1921'de asker  dönüşü Tomarza'ya gelen Ermeni gençleri,İstanbul Samatya'ya  çağırılmış ve oradaki yakınlarının yanına yerleşmişlerdir. Bu olaydan sonra Tomarza ve yöresinde Ermeni nüfusu kalmamıştır.
    Tomarza ve köylerine 19. yy. sonun ve 20.yy. başlarında ilçe dışından Türk nüfus akını devam etmiştir.Özellikle 1877-1878 Rus Harbi ve Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1916'da Kars, Ardahan, Erzurum, ve Ağrı illerinden çok sayıda Müslüman Türk ailesi yöreye gelerek yerleşmişlerdir.
 CUMHURİYET DÖNEMİ :
    Cumhuriyetin ilanından sonra 1924 yıllarında Yunanistan ile imzalanan Nüfus Mübadelesi anlaşmaları ile Türkiye'ye Türk ailelerinin bir kısmı, Tomarza ve bazı köylerde iskan edilmiştir.
    Bundan sonra 1936,1940 ve 1950 yıllarında Bulgaristan'dan gelen çok sayıda Türk ailesi de Tomarza merkezine yerleştirilmiştir.
    Tomarza, 1864 yılında çıkarılan "Vilayet Kanunnamesi" ile Kayseri Sancağı'nın Develi kazasına bağlı bir nahiye statüsüne kavuşmuştur.
     İkinci Meşrutiyet Döneminde ise ilçede Belediye Teşkilatı kurulmuş ve ilk belediye reisleri Ermenilerden seçilmiştir. 1915 Ermeni göçünden sonra Ermeni nüfus yoğunluğu azalmış ve Trafşin Köyü'nden Emir Ağa ilk Müslüman Türk Belediye Reisi olarak göreve gelmiştir. Ancak bir süre sonra belediye teşkilatı kaldırılmış ve Tomarza nahiyesi  olarak idare edilmiştir. 1948 yılında yapılan idari düzenlemeler ile belediye teşkilatı tekrar oluşturulmuş ve Beki Yüceler Belediye Reisliğine getirilmiştir. 1953 yılında çıkarılan bir kanunla Tomarza Develi'den ayrılarak, şu andaki sınırları ile ilçe  haline getirilmiştir. Bugün bağlı 46 köy ile; Merkez, Dadaloğlu(Özlüce), Avşar Obası (Emiruşağı) olmak üzere üç belediyeden oluşan 49 yerleşim yeri bulunmaktadır
 
 
Tomarza > Tarihi    - 14 Aralık 2016 Çarşamba   Yazdır
Bu içeriği paylaş
  • Cumhurbaşkanlığı Cumhurbaşkanlığı
  • Başbakanlık Başbakanlık
  • İçişleri Bakanlığı İçişleri Bakanlığı
  • BİMER BİMER
  • Güvenli İnternet Güvenli İnternet
  • Ekmeğini İsraf Etme Ekmeğini İsraf Etme
  • Terör Arananlar Terör Arananlar
  • Protokol Listesi Protokol Listesi

Yavuz Selim Mah. Develi Cad. Hükumet Konağı Kat:3 P.K: 38900 Tomarza/KAYSERİ
Telefon: 0352 661 55 15 Fax: 0352 661 52 98
E-Posta: tomarzakaymakamligi@gmail.com